Karotis veya karotid arter baş, boyun ve beyin kesimini besleyen ana atardamardır. Boyun bölgesinde aortadan sağ ve sol olmak üzere iki adet ana karotid arter çıkar. Daha sonra bu atardamarlar yüz, boyun ve kafa derisini besleyen yüzeyel dal (eksternal karotid arter) ile beyini besleyen (internal karotid arter) dallara ayrılır.

boyun damarlarını gösteren görsel
Karotis (Boyun atardamarı); 3 büyük okla ana karotis, beyin ve yüz bölgesi dalları gösterilmiştir.

Karotisin en önemli dalı beyni besleyen internal karotid arter dediğimiz daldır. Ana boyun atardamarı ve internal karotid arter tıkanıklıkları ciddi problemler yaratabileceğinden çok önemlidir. Karotis veya boyun atardamarı darlıklarının en önemli sebebi ateroskleroz dediğimiz damar sertliğidir. Damar sertliği şah damarın veya boyun ana damarının beyni besleyen büyük dalında plak oluşturarak önce darlık daha sonra tıkanıklıklara neden olur. Boyun atardamarı veya karotis sistemi tutan diğer hastalıklar anevrizmalar (baloncuklar), vaskülitik-romatizmal hastalıklar ve emboli dediğimiz başka bölgelerden oluşmuş pıhtının kan akımı ile bu bölgeye sürüklenmesiyle oluşur.

Karotis (Boyun atardamarı) Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Karotisi (şah damarı veya boyun ana atardamarı) tutan hastalıklar vücudun diğer bölgelerindeki atardamarları etkiler. Boyun damarı darlığı (karotis darlığı) bulguları altta yatan hastalık ve tutulum derecesine göre değişkenlik gösterir. Karotid arterlerin (ana boyun damarı) en çok etkilendiği hastalık aterosklerozdur. Aterosklerozda internal karotid arterde (beyine giden atardamar) önce darlık daha sonra da tıkanıklık oluşturan plaklar gelişir. Hafif boyun damar darlığında (%50’nin altı) genelde bulgu oluşmaz. Orta derecede boyun damar darlığında %50-70 arası darlıklarda bulgu oluşabilir. İleri derecede boyun damar darlıklarında %70’in üzerinde ise genelde önemli bulgular oluşur.

Şah Damarı
Anjiyografi (DSA) görüntüsünde; İnternal Karotid Arterde (Şah damarının beyne giden dalı) İleri derecede (%96) darlık görülmekte.

Orta veya ileri derecede karotis darlıklarında (boyun damar darlıkları) baş dönmesi, göz kararması, bayılma nöbetleri ve geçici iskemik atak dediğimiz 24 saati geçmeyen bir takım nörolojik bulgulara oluşabilir. Geçici iskemik atakta rastlanan bulgular kol veya bacaklarda geçici felç, kısa süreli körlükler, tutulan bölgeye göre konuşamama, konuşulanı anlayamama, uykuya meyil gibi birçok farklı bulgular oluşabilir. Şikayetler oluşumunda darlık/tıkanıklıklarında tek taraflı veya çift taraflı tutulum ile darlığın derecesi etkilidir. Şah damarı veya beyini besleyen ana damarın tam tıkanıklığı durumunda genelde inme dediğimiz ağır bir tabloyla ortaya çıkabilir. Beynin hangi tarafı tutulduysa karşı taraf kol ve bacaklarda felç, bilinçte kayıp ve hızlı bir şekilde ölüme ilerleyebilen bir süreç oluşabilir. Tedavisiz kalan hastaların önemli bir kısmı felç veya önemli nörolojik sekelle sonuçlanır. Nörolojik sekeller beyinde etkilenen bölgenin karşı tarafında kol ve bacaklarda felç, konuşama bozukluğu, körlük, idrar-dışkı tutamama ve bilinç kaybı gibi durumlardır.

Karotis Darlığı Tanısı Nasıl Konur?

Karotis arter darlığı veya boyun ana atar damar darlığı veya şah damarı darlıkları genelde aynı durumu anlatmak için kullanılır. Boyun damar darlığından (karotis darlığı) şüpheleniliyorsa öncelikle hastanın klinik öyküsü ve muayenesi yapılır.

  • Ultrasonografi; Boyun damarı hastalıklarında (karotis hastalığı)da ilk başvurulması gereken yöntem renkli doppler ultrasonografidir. Bu yöntemin maliyetinin düşük olması, inceleme süresinin kısa ve zararlı ışın içermemesi nedeniyle ilk tercih edilmelidir. Darlığın beyin içerisine uzandığı düşünülüyorsa renkli doppler USG yetersiz kalabilir.
  • Bilgisayarlı Tomografi; Yeni jenerasyon cihazlar son derece doğru ve eksiksiz bilgiler verebilir. İyonizan radyasyon ve iyotlu kontrast madde kullanımı kısmi dezavantajlarıdır.
  • Manyetik rezonans anjiyografi; iyonizan ışın içermemesi ve kontrast maddeye gereksinim duymaması avantaj sağlamaktadır.
  • Anjiyografi; karotis (boyun şah damarı) darlıklarında hala altın standart kateter anjiyografi olmakla birlikte bilgisayarlı tomografideki teknik gelişmeler beyin içerisine uzanan karotid sistem problemlerinin ortaya konmasında ilk başvuru yöntemidir. Kateter anjiyografi hem tam kesinlikte tanı konması ve hem de tedaviye olanak sağlaması nedeniyle yeri doldurulamaz bir incelemedir. Kateter anjiyografi girişimsel bir işlem, iyonizan ışın kullanmakta ve iyotlu kontrast maddeye ihtiyaç duymaktadır.

Boyun Şah Damarı Darlığı Tedavisi Nasıldır?

Boyun Şah damarını (karotis) etkileyen en yaygın hastalığın ateroskleroz ve aterosklerozun bütün vücudu etkileyen hastalık olduğunu biliyoruz. Karotis (boyun şah damarı) ileri derecede darlık veya tıkanıklık bulunan hastaların kalp, bacak, böbrek damarları ve aortaların da etkilenmiş olabileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Karotis darlıklarda (boyun damar darlığı) endarterektomi dediğimiz ameliyat yönteminin yerini çok büyük oranda anjiyografik stentleme teknikleri almıştır. Karotis hastalıklarında günümüzde açık operasyonlar son derece azalmıştır.

Boyun şah damarı (karotis) ve ana dallarının tam tıkanıklıklarında ameliyatlar hala önemini korumaktadır. Boyun ve beyin damar darlıklarında başvurulması gereken yöntem kateter anjiyografiyle kapalı sistem operasyonlarıdır. Endovasküler anjiyografik kapalı sistem tedaviler; riskinin düşük olması, hastanede kalış süresinin kısa ve ameliyat kesesi olmaması nedeniyle tercih nedenidir. Ayrıca anjiyografik kapalı sistemler boyunun yüksek bölgelerindeki ve beyin içerisine uzanım gösteren darlıklarda neredeyse tek tedavi seçeneği konumuna gelmektedir.

Medikal tedavi ve yaşam tarzının değiştirilmesi ateroskleroz gibi sistemik hastalıklarda yeni plak gelişimleri ile darlık oluşumlarını engelleyebilir. Medikal tedavinin temelini; yüksek tansiyonun düşürülmesi, kolesterolün değerlerinin normale indirilmesi, şeker hastalığının kontrol altına alınması, aşırı kilo ve sedanter yaşamdan kaçınma ile düşük doz asetilsalisilik asit (aspirin) kullanımı oluşturmaktadır. Aterosklerozun ilerlemesinde sigara majör öneme sahip olup tütün ve tütün ürünlerinin yaşamdan uzaklaştırılması gerekmektedir.

Anjiografide kasık bölgesinde atardamar içerisine girilerek, boyun ana damarlarındaki (karotis) darlık bölgesine bir stent yerleştirilmektedir.

boyun şah damarı
Boyun bölgesinde: şah damarın beyine giden dalındaki (internal karotid arter) ileri derecede darlığa stent yerleştirme işleminin çizimle gösterimi.

Şah damarı, karotis ve boyun ana damarı kavramları aynı bölgeyi ifade etmektedir. Şah damarı tıkanıklığı veya boyun damar darlığı denildiğinde; karotis darlığı veya karotisin dalı olan beyin atardamarı (internal karotid arter) darlığı anlatılmaktadır.

Sıkça Sorulan Sorular

Karotis arter darlığının temel nedeni olan ateroskleroz (damar sertliği) gelişiminde genetik yatkınlık önemli bir rol oynar. Ailede erken yaşta kalp-damar hastalığı, inme veya karotis arter darlığı öyküsü bulunan kişilerde risk artmıştır. Ancak bu, hastalığın kesinlikle sizde de görüleceği anlamına gelmez. Genetik faktörler, yaşam tarzı seçimleriyle (beslenme, egzersiz, sigara kullanımı) etkileşime girer. Ailesel risk taşıyan bireylerin, risk faktörlerini kontrol altında tutmak ve düzenli sağlık kontrolleri yaptırmak için daha bilinçli olmaları, hastalığın önlenmesi veya erken teşhisi açısından kritik öneme sahiptir.
Karotis arter darlığını önlemeye yönelik “mucizevi” tek bir diyet olmasa da, kalp ve damar sağlığını genel olarak koruyan beslenme ilkeleri benimsenmelidir. Özellikle Akdeniz diyeti gibi doymuş ve trans yağlardan fakir, kolesterolü düşük, sodyumu kısıtlı diyetler önerilir. Bol miktarda taze meyve, sebze, tam tahıllar, baklagiller ve zeytinyağı tüketilmelidir. Yağlı kırmızı et, işlenmiş et ürünleri, şekerli içecekler, paketli gıdalar ve fast food gibi yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Balık gibi omega-3 içeren besinlerin düzenli tüketimi de damar sağlığı için faydalıdır.
Karotis artere stent takılması sonrası hastanede kalış süresi genellikle kısadır (1-2 gün). İşlem sonrası birkaç gün kasık bölgesinde hafif ağrı veya morarma görülebilir. Doktorun önerdiği süre boyunca (genellikle 1 hafta) ağır egzersizlerden ve zorlayıcı aktivitelerden kaçınılmalıdır. Kan sulandırıcı ilaçların (aspirin, klopidogrel vb.) düzenli kullanımı hayati önem taşır. Sigaranın kesinlikle bırakılması, tansiyon ve kolesterolün kontrol altında tutulması, diyabet varsa kan şekerinin düzenlenmesi gibi yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlanmalıdır. Düzenli doktor kontrolleri ve ultrason takipleri ihmal edilmemelidir.
Evet, karotis artere stent takıldıktan veya endarterektomi ameliyatı yapıldıktan sonra aynı bölgede yeniden darlık (restenoz) gelişme riski vardır, ancak bu oran modern teknikler ve stentlerle azalmıştır. Restenoz riski, özellikle sigara içmeye devam eden, diyabeti kontrolsüz olan, yüksek kolesterolü bulunan veya verilen ilaçları düzenli kullanmayan hastalarda daha yüksektir. Bu nedenle tedavi sonrası yaşam tarzı değişikliklerine sıkı sıkıya uymak ve düzenli doktor kontrolleri ile ultrasonografiler yaptırmak, olası bir restenozun erken saptanması ve yönetimi için çok önemlidir.
Belirti vermeyen (asemptomatik) karotis arter darlığında müdahale kararı, darlığın derecesi, hastanın genel sağlık durumu, yaşam beklentisi ve işlemin yapılacağı merkezin tecrübesi gibi birçok faktöre bağlıdır. Genellikle, darlık oranı %70-80’in üzerinde olan asemptomatik hastalarda, inme riskini azaltmak amacıyla stentleme veya endarterektomi gibi bir girişimsel tedavi düşünülür. Ancak darlık %60-70 civarında olsa bile, darlığın yapısı (plak özellikleri), darlığın kısa sürede ilerlemesi veya hastanın diğer risk faktörleri (örneğin karşı karotis arterde ciddi darlık veya tıkanıklık olması) gibi durumlar da müdahale kararını etkileyebilir. Bu karar, hasta ve hekim tarafından birlikte verilmelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Call Now Button