Prostat embolizasyonu ile prostat ameliyatı arasındaki en temel fark, tedavinin vücuda giriş yolu ve bunun cinsel fonksiyonlar üzerindeki etkisidir. Prostat embolizasyonu, anjiyo yöntemiyle kasık damarından girilerek idrar yoluna ve çevre sinirlere hiç dokunulmadan yapılır; bu sayede cinsel hayat korunurken iyileşme hızlı ve sondasız olur. Cerrahi yöntemler (TURP, HoLEP) ise doğrudan idrar kanalından girerek prostat dokusunu keser veya lazerle yok eder. Bu yaklaşım idrar akışını güçlü bir şekilde açsa da boşalma fonksiyonunun kaybı gibi kalıcı yan etkiler ve daha uzun bir iyileşme süreci riski taşır.

İyi Huylu Prostat Büyümesi (BPH) Nedir ve Prostat Embolizasyonu Gerektiren Hangi Şikayetlere Yol Açar?

Prostatı, idrar torbasının hemen altında bulunan ve idrar kanalını bir yüzük gibi saran ceviz büyüklüğünde bir salgı bezi olarak düşünebilirsiniz. Genç yaşlarda sorun yaratmayan bu bez, genellikle 40’lı yaşlardan sonra yavaş yavaş büyümeye başlar. Bu büyüme kanserli bir durum değildir, tamamen iyi huylu bir süreçtir.

Sorun, büyüyen prostatın tam ortasından geçen idrar kanalını sıkıştırmasıyla başlar. Üzerine basılmış bir bahçe hortumundan suyun zor akması gibi, sıkışan kanaldan geçen idrarın akışı da zorlanır. Bu durum yaşam kalitesini düşüren ve zamanla ciddileşebilen bir dizi belirtiye neden olur. Bu belirtiler genellikle iki ana grupta incelenir.

İdrarı depolamayla ilgili yaşanan zorluklar şunlardır:

  • Sık sık tuvalete gitme ihtiyacı
  • Gece uykudan uyanıp idrara çıkma
  • Aniden gelen ve bekletilemeyen sıkışma hissi
  • İdrar yaparken yanma veya sızı

İdrarı boşaltmayla ilgili yaşanan zorluklar ise aşağıdaki gibidir:

  • Tazyiksiz, zayıf idrar akımı
  • Kesik kesik idrar yapma
  • İdrara başlamak için beklemek zorunda kalma
  • İdrar yaparken ıkınma ihtiyacı
  • Tuvalet sonrası tam boşalamama hissi
  • İdrar bittikten sonra çamaşıra damlama

Bu şikayetler sadece bir konfor meselesi değildir. Tedavi edilmediği takdirde idrar yolu enfeksiyonlarına, idrar torbasında taş oluşumuna ve daha da önemlisi, böbrek fonksiyonlarının bozulmasına kadar varabilen ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilir. Bu nedenle bu belirtiler hayatınızı etkilemeye başladığında bir çözüm aramak en doğrusudur.

Cerrahi Olmayan Bir Yöntem Olan Prostat Embolizasyonu Nasıl Çalışır?

Prostat Embolizasyonu (PAE), prostat büyümesi tedavisinde son yılların en yenilikçi ve hasta dostu yaklaşımlarından biridir. Bu yöntemin temel mantığı, sorunu yaratan prostat dokusunu keserek veya yakarak yok etmek yerine, onu besin kaynağından mahrum bırakarak doğal yollarla küçülmesini sağlamaktır.

Vücudumuzdaki her organ gibi prostat da kan damarlarıyla beslenir. Kan, dokulara oksijen ve besin taşıyan bir yaşam kaynağıdır. Prostat Embolizasyonu işleminde, anjiyografi yöntemi kullanılarak prostatı besleyen bu minik atardamarlar bulunur. Daha sonra, bu damarların içine kum tanesinden bile daha küçük olan mikroskobik kürecikler gönderilir. Bu kürecikler, damarları tıkayarak kan akışını durdurur.

Bu durumu bir çiçeğin köküne giden suyu kesmeye benzetebiliriz. Beslenemeyen prostat dokusu zamanla canlılığını yitirir ve vücudun doğal mekanizmalarıyla yavaş yavaş küçülmeye başlar. Küçülen prostatın idrar kanalı üzerindeki baskısı ortadan kalkar. Bu sayede idrar kanalı rahatlar ve idrarla ilgili tüm şikayetler belirgin bir şekilde düzelir.

Prostat Embolizasyonu Tedavisi Günü Hasta Neler Yaşar?

Birçok kişi “anjiyo” veya “embolizasyon” kelimelerini duyduğunda aklına karmaşık ve zorlu bir süreç getirebilir. Oysa Prostat Embolizasyonu, hasta konforu ön planda tutularak tasarlanmış oldukça rahat bir işlemdir.

Bu tedavi için narkoz, yani genel anestezi gerekmez. Bu özellikle yaşı ilerlemiş veya kalp, akciğer gibi ek rahatsızlıkları olan hastalar için büyük bir güvencedir. İşlem sırasında hastanın rahat etmesi için damardan hafif bir sakinleştirici verilir ve işlemin yapılacağı kasık veya el bileği bölgesi lokal anestezik bir kremle uyuşturulur. Yani hasta işlem boyunca uyanıktır ama hiçbir ağrı veya acı hissetmez.

İşlem anjiyografi ünitesinde, bir iğne deliği kadar küçük bir noktadan girilerek yapılır. Bu giriş noktasından ilerletilen milimetrik kalınlıktaki kateterler, röntgen görüntülemesi altında prostat damarlarına yönlendirilir. Doğru damarlara ulaşıldığında ise tıkanmayı sağlayacak mikro kürecikler verilir. Tüm bu süreç damar yapısına göre değişmekle birlikte genellikle 1-2 saat sürer. İşlem bittikten birkaç saat sonra hasta yürüyerek evine gidebilir.

Prostat Embolizasyonu işlemi gününde sizi bekleyenler:

  • Narkoz veya ameliyathane stresi yoktur.
  • Hafif bir sakinleştirici ile rahatlama sağlanır.
  • Sadece işlemin yapıldığı bölge uyuşturulur.
  • Vücutta kesi veya dikiş olmaz.
  • İşlem sonrası genellikle aynı gün taburcu olunur.
  • Sonda takılmasına neredeyse hiç gerek kalmaz.

Prostat Embolizasyonu ile Klasik Ameliyatlar (TURP/HoLEP) Nasıl Karşılaştırılır?

Prostat büyümesinin cerrahi tedavisinde uzun yıllardır kullanılan ve “altın standart” olarak kabul edilen yöntem TURP ameliyatıdır. Bu yöntemde idrar kanalından özel bir aletle girilerek prostatın büyüyen iç kısmı elektrik akımıyla adeta yontularak temizlenir. Son yıllarda popülerleşen HoLEP yönteminde ise bu temizleme işlemi elektrik yerine lazer enerjisiyle, dokuyu bir bütün halinde soyarak yapılır.

Her ikisi de etkili yöntemler olsa da temel bir ortak noktaları vardır: Vücuda giriş yolu idrar kanalıdır. Yani her iki ameliyat da idrar yaptığımız doğal kanal içerisinden, cinsel fonksiyonlarla ilgili hassas sinir ve kasların bulunduğu bir bölgeden ilerleyerek yapılır. Bu ortak yol, ameliyatların Prostat Embolizasyonu ile olan en temel farkını ve yan etki profillerinin neden bu kadar farklı olduğunu da açıklar.

Cerrahi prostat ameliyatlarının genel özellikleri şunlardır:

  • TURP yönteminde doku içeriden kazınır.
  • HoLEP yönteminde doku lazerle soyulur.
  • Her iki ameliyatta da idrar kanalından girilir.
  • Genel veya spinal (belden uyuşturma) anestezi zorunludur.
  • İşlem sonrası sonda takılması gerekir.

İyileşme Sürecinde Prostat Embolizasyonu Ameliyata Göre Ne Gibi Avantajlar Sunar?

Bir tedavinin ne kadar iyi olduğu, sadece şikayetleri ne kadar giderdiğiyle değil aynı zamanda hastayı normal hayatına ne kadar hızlı ve konforlu döndürdüğüyle de ölçülür. İyileşme süreci, bu noktada Prostat Embolizasyonu ile ameliyatlar arasındaki en net farklardan birini oluşturur.

Ameliyatlardan sonra, işlem bölgesindeki şişlik ve kanama kontrolü için hastaya mutlaka bir idrar sondası takılır ve bu sonda birkaç gün kalır. Hastanede kalış süresi genellikle 1 ila 3 gündür. Eve döndükten sonra bile tam iyileşme ve ağır aktivitelerden kaçınma süresi 4 ila 6 haftayı bulabilir.

Prostat Embolizasyonu ise bambaşka bir iyileşme tablosu sunar. İşlem damar yolundan yapıldığı ve idrar kanalına hiç dokunulmadığı için, işlem sonrası sonda takılmasına gerek kalmaz. Hastalar aynı gün evlerine dönerler ve birkaç gün içinde hafif günlük işlerini yapmaya başlayabilirler. Genellikle 1-2 hafta içinde hayat tamamen normale döner.

Prostat Embolizasyonu sonrası iyileşme süreci şu şekildedir:

  • Hastanede yatış gerekmez.
  • İdrar sondası kullanılmaz.
  • Ağrı ve acı minimal düzeydedir.
  • 1-2 hafta içinde normal hayata dönülür.

Cerrahi ameliyatlar sonrası iyileşme süreci ise şöyledir:

  • 1-3 gün hastanede yatış gerekir.
  • Birkaç gün idrar sondası takılı kalır.
  • İyileşme döneminde ağrı ve yanma görülebilir.
  • Normal hayata dönüş 4-6 haftayı bulabilir.

Cinsel Yaşam Üzerindeki Etkiler Açısından Prostat Embolizasyonu Neden Farklıdır?

Prostat tedavisi düşünen birçok erkeğin en büyük endişesi, tedavinin cinsel hayatları üzerindeki olası etkileridir. Bu tedaviler arasındaki en hassas ve en önemli farktır. Sertleşme sorunu ve özellikle boşalma fonksiyonunun kaybedilmesi, hastaların kararını en çok etkileyen konulardır.

Sertleşmeyi ve boşalmayı kontrol eden sinirler ve kaslar, tam da prostat ameliyatlarının yapıldığı idrar kanalının çevresinde yer alır. Ameliyat sırasında bu hassas yapılara müdahale edilmesi, kalıcı cinsel işlev bozukluklarına yol açabilir. Prostat Embolizasyonu ise bu anatomik bölgeden tamamen uzakta, damar içinden çalıştığı için cinsel fonksiyonları riske atmaz.

En çarpıcı fark, “geriye boşalma” (retrograd ejakülasyon) konusunda ortaya çıkar. Bu orgazm anında meninin dışarı gelmek yerine idrar torbasına kaçması durumudur. Sağlığa zararı olmasa da çocuk sahibi olmayı engeller ve birçok erkek için cinsel yaşamın doğal bir parçasının kaybı anlamına gelir.

Tedavilerin cinsel yan etki riskleri karşılaştırıldığında:

Geriye Boşalma Riski

  • Prostat Embolizasyonu: Neredeyse sıfır (%1-2)
  • TURP Ameliyatı: Çok yüksek (yaklaşık %75)
  • HoLEP Ameliyatı: Çok yüksek (yaklaşık %90)

Sertleşme Sorunu Riski

  • Prostat Embolizasyonu: Neredeyse sıfır (<%1)
  • TURP Ameliyatı: Düşük (yaklaşık %10)
  • HoLEP Ameliyatı: Çok düşük (yaklaşık %2-5)

Hangi Durumlarda Prostat Embolizasyonu Sizin İçin Daha Doğru Bir Seçim Olabilir?

Her hasta farklıdır ve her tedavi herkese uygun olmayabilir. Sizin için en doğru kararı verirken, kişisel önceliklerinizi ve sağlık durumunuzu göz önünde bulundurmalısınız.

Aşağıdaki durumlarda Prostat Embolizasyonu sizin için çok daha avantajlı bir seçenek olabilir:

  • Cinsel yaşamınızı ve özellikle boşalma fonksiyonunuzu korumak birinci önceliğinizse.
  • Genel anestezi almaktan çekiniyorsanız veya ek hastalıklarınız nedeniyle narkoz sizin için riskliyse.
  • Kan sulandırıcı ilaçlar kullanıyorsanız ve ameliyattaki kanama riskinden kaçınmak istiyorsanız.
  • İş hayatınıza veya günlük rutinlerinize en kısa sürede dönmeniz gerekiyorsa.
  • Ameliyat sonrası günlerce sonda ile yaşama fikri sizi rahatsız ediyorsa.
  • Prostatınız çok büyük (örneğin 100-150 ml üzeri) ve açık prostat ameliyatı olmak istemiyorsanız.
  • İdrar sondasına bağlı yaşıyorsanız ve ameliyat için uygun bir aday değilseniz.

Prostat Embolizasyonu Sonrası Karşılaşılabilecek Riskler ve Yan Etkiler Nelerdir?

Her tıbbi işlemin kendine özgü potansiyel etkileri vardır. Önemli olan bu etkilerin ne kadar ciddi, ne kadar kalıcı ve ne kadar yönetilebilir olduğunu bilmektir. Prostat Embolizasyonunun güvenlik profili oldukça yüksektir.

İşlem sonrası en sık görülen durum bir komplikasyon değil tedavinin doğal bir parçası olan Post-Embolizasyon Sendromudur. Bu vücudun, beslenmesi kesilen prostat dokusuna verdiği geçici bir tepkidir. Basit ağrı kesicilerle kolayca kontrol altına alınabilen bu durum genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden tamamen kaybolur.

Prostat Embolizasyonu sonrası görülebilecek geçici etkiler:

  • Hafif kasık veya alt karın ağrısı
  • İdrarda hafif yanma
  • Hafif ateş veya üşüme hissi
  • Yorgunluk ve halsizlik

Cerrahi ameliyatlarda ise kanama, enfeksiyon, idrar kaçırma ve idrar kanalında darlık gibi daha ciddi ve bazen kalıcı olabilen riskler bulunmaktadır. Prostat Embolizasyonu’nda bu tür cerrahi riskler söz konusu değildir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Call Now Button