Varikosel, erkeklerde kısırlık riskini artırabilen yaygın bir sağlık sorunudur. Bu durum, testislerdeki toplardamarlarının genişlemesiyle karakterizedir. Neyse ki, varikosel embolizasyonu adı verilen minimal invaziv bir tedavi yöntemi mevcuttur.
Hastaların büyük bir kısmı için, bu işlem ayakta tedavi olarak gerçekleştirilebilir; dolayısıyla hastanede yatış gerektirmeyebilir (günübirlik yatış gerekli geceyi ahastaneden geçirmeden). Varikosel embolizasyonu yaptıran bireylerin, iyileşme sürecinde dikkat etmeleri gereken özel noktalar bulunmaktadır.
Varikosel Embolizasyonu Öncesi Hazırlık Süreci
Varikosel embolizasyonuna hazırlanırken hasta, bir dizi önlem almalıdır. İlk olarak, işlemden en az 4 saat önce aç kalmak şarttır. İşleme hazırlık aşamasında, kanın pıhtılaşma durumunu belirleyen çeşitli testler yapılmalıdır.
- Hemostaz testleri olarak bilinen INR, APTT, fibrinojen ve trombosit sayımı
- Kan yoluyla bulaşan hastalıklar için Hbs, HIV ve HCV testleri
Eğer hemostaz testleri istenilen seviyede değilse, pıhtılaşmayı önleyen ilaçların kullanımı durdurulmalı ve gerekli tedavi uygulanmalıdır. Oral antikoagülan kullanan hastalar, ilaçlarını işlemden üç ila dört gün önce kesmelidir. Böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi için BUN ve kreatinin testleri de önemlidir. İşlem günü, hastanın sürekli kullandığı ilaçlarını, özellikle kalp ve tansiyon ilaçlarını, az miktarda su ile alması önerilir.
Şeker hastaları, işlem öncesi açlık nedeniyle, kan şekeri düşürücü ilaçlarını almamalıdır. Özellikle metformin kullanımı, işlemden önce ve sonraki 48 saat boyunca durdurulmalıdır. İşlem öncesinde, damar ya da kalçadan verilebilecek koruyucu antibiyotikler ve sakinleştirici ilaçlar da dikkate alınmalıdır.
Varikoselin ve olası nedenlerinin detaylı bir şekilde incelenmesi için gerekli görüntüleme yöntemleri uygulanacaktır. Son olarak, işlem sırasında yumurtalık bölgesine alınacak radyasyon miktarını en aza indirecek önlemler alınacaktır. Bu hazırlık süreci, hem hastanın güvenliği hem de işlemin başarısı açısından büyük önem taşımaktadır.
Varikosel Embolizasyonu Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Varikosel embolizasyonu, erkeklerde kısırlığa yol açabilen varikosel sorununa karşı uygulanan yeni ve son derece etkili bir tedavi yöntemidir. İşlem, minimal invaziv olup, genellikle hastaların günlük yaşantılarına hızla dönüş yapmalarını sağlar. Ancak, işlem sonrası süreçte dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır.
- İşlem bitiminde, giriş yerine el ile bası uygulanarak kanama riski en aza indirilir. Bu bası, kanamanın durdurulmasında önemlidir.
- Hasta, işlem sonrası 2-3 saat boyunca yatakta dinlenmeye alınır. Bu süre zarfında, hastanın durumu yakından gözlemlenir.
- İşlemden hemen sonra normal hasta beslenmesine dönebilir. Ancak, bol miktarda sıvı tüketimi önerilir; bu, kontrast madde kullanımının olası yan etkilerini minimize eder.
- Hastalar, genellikle işlemden bir gün sonra normal aktivitelerine dönebilirler. Ancak, her bireyin iyileşme süreci farklılık gösterebilir.
İşlem sonrasında takip ve kontrol:
- İşlem sonrası üçüncü ayda, doppler ultrason ile kontrol yapılabilir. Bu, tedavinin başarısını değerlendirmek için önemlidir.
- Altıncı ayda, spermiogram testi yapılması, tedavinin uzun vadeli etkilerini ölçmede kritik bir adımdır. Spermiyogramdaki düzelme gerek embolizasyon gerekse de ameliyatlarda 12 ayı bulabilir.
İlaç kullanımı:
- Doktorunuzun tavsiyesi üzerine, işlem sonrası dönemde ağrı kesici ve antibiyotik kullanımı gerekebilir. Bu ilaçlar, enfeksiyon riskini azaltır ve olası oluşabilecek ağrıyı gidermek içindir.
Tedavi sonrası, kısırlık problemi yaşayan çiftlerin yaklaşık yarısında gebelik şansı artar. Teknik başarı oranı ise %100’e yakındır, bu da varikosel embolizasyonunun ameyliatlarla karşılaştırıldığında etkin bir tedavi yöntemi olduğunu gösterir.
Varikosel Embolizasyonu Sonrası Karşılaşılabilecek Riskler ve Yan Etkiler
Varikosel embolizasyonu, erkeklerde görülen varikosel sorununa minimal invaziv bir çözüm sunar. Bu işlem, genellikle güvenli olarak kabul edilse de, her tıbbi müdahalede olduğu gibi, belirli riskler ve yan etkilerle birlikte gelir. İşlemin başarısını artırmak ve olası komplikasyonları en aza indirmek adına hastaların bu riskler hakkında bilgilendirilmesi önemlidir.
- Giriş yerine bağlı komplikasyonlar:
- Kanama
- Enfeksiyon riski %1’den azdır.
- İşleme özgü komplikasyonlar:
- Embolizan maddelerin istenmeyen yerlere yer değiştirmesi
- Damar yaralanması, yırtılması veya iltihabı, bu da %1’den daha az bir oranda görülür.
- Kontrast madde kullanımıyla ilişkili olası yan etkiler de göz önünde bulundurulmalıdır.
- Diğer yandan, hastaların yaklaşık %10’unda hafif veya orta derecede sırt ve böğür ağrısı meydana gelebilir. Bu durum genellikle ağrı kesicilerle kontrol altına alınıp birkaç günde geçer.
- Çok nadiren, yumurtalık damarlarında iltihaplanma, yumurta iltihabı ve yumurtayı saran zarlar arasında sıvı birikmesi gibi komplikasyonlar da ortaya çıkabilir.
Bu komplikasyonların çoğu nadir görülse de, hastaların embolizasyon sonrası dönemde vücutlarında meydana gelebilecek değişikliklere karşı dikkatli olmaları gerekmektedir. Herhangi bir anormal belirti veya semptom fark edildiğinde, tıbbi yardım alınmalıdır.
İyileşme Döneminde Alınması Gereken Önlemler
Varikosel embolizasyonu sonrası iyileşme süreci, hastalar için genellikle hızlı ve sorunsuz bir şekilde ilerler. Genellikle işlem günü veya bir gün sonra hastalar günlük aktivitelerine dönebilirler. Ancak bu dönemde dikkatli olmaları gereken bazı noktalar vardır:
- İlk birkaç gün, işe geri dönüş planlanabilir fakat bu süre zarfında ağır fiziksel aktivitelerden kaçınılmalıdır.
- Tam anlamıyla iyileşme genellikle birkaç haftaya uzayabilr. Bu süreçte hastanın sağlık durumu gözle görülür şekilde iyileşse bile, doktorun önerilerine sıkı sıkıya uyulmalıdır.
Özellikle dikkat edilmesi gerekenler:
- İlk bir hafta ağır kaldırmaktan kaçının.
- Yoğun egzersiz programlarına ara verip plates, yürüyüş yüzme ve ağır olmayan koşu yapılabilir.
- Doktorunuzun belirlediği takip randevularına mutlaka katılın.
Bu önerilere uyulduğu takdirde, embolizasyon sonrası iyileşme süreci, hem daha konforlu hem de daha hızlı ilerleyebilir. Hastaların, herhangi bir olumsuzluk ya da beklenmedik durumla karşılaşmaları halinde, doktorlarıyla iletişime geçmeleri önem taşır. Bu proaktif yaklaşım, potansiyel komplikasyonların önüne geçilmesine yardımcı olabilir ve iyileşme sürecinin olabildiğince sorunsuz ilerlemesini sağlar.